Tweet |
Hesapsız Kasap, Ya Bıçak Kırar Ya Masat!
Görgöz’ün verdiği bilgilere göre, bu yılın ilk yedi ayında konkordato ilan eden şirket sayısı 1500’ü geçti. Konkordato taleplerinde ilk sırayı inşaat sektörü alırken, tekstil ve akaryakıt sektörleri bu sırayı takip ediyor. Konkordato başvurularının yıl sonuna kadar 3-4 bin şirket düzeyine ulaşması öngörülüyor.
Konkordato kararlarıyla iflasları ertelenen şirketler, en azından 3 ay süreyle korunma olanağı buluyor. Ancak bu durum, bu şirketlerden alacaklı olan işletmeler için ciddi mağduriyetlere yol açıyor. Bu durumun yaratacağı zincirleme reaksiyon, giderek daha çok sayıda şirketin ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Konkordato ilanına rağmen çözümsüz kalan 55 şirket içinse mahkemelerden iflas kararı çıktı. İflaslarda da yine inşaat sektörü başı çekiyor.
Ekonomide Derin Kriz
Görgöz, uygulanan sıkı para ve tasarruf politikalarıyla gecikmeli şekilde ödenen hak edişlerin, kamuya iş yapan yüzlerce müteahhitlik şirketini krize sürüklediğini belirtti. Özellikle Hazine kefaletli, dövize endeksli ödeme garantisi alan iktidar müteahhitleri dışındaki inşaat şirketlerinin büyük bir kısmı ya konkordato ya da iflas süreci yaşıyor.
Konkordatoların, hisseleri Borsa İstanbul’da işlem gören halka açık şirketlere de uzandığını söyleyen Görgöz, bu durumun Sermaye Piyasası Kurulu’nun sorumsuzluğunun ve görev ihmalinin bir sonucu olduğunu vurguladı.
Görgöz, Türkiye ekonomisinin lokomotifinin özel sektör olduğuna dikkat çekerek, iktidarın aldığı yanlış kararlarla uygulanan ekonomi politikalarının büyük-küçük tüm işletmelere zarar verdiğini ifade etti.