![]() |
Tweet |
Saadet Partisi ve Gelecek Partisi tarafından kurulan Saadet Partisi TBMM Grubu ilk Grup Toplantısı bugün yaptı. İlk grup toplantısı olması hasebiyle Saadet Partisi ve Gelecek Partisi Genel Başkanları Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu peş peşe konuştu.
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, yeni kurulan bu grubun Milli Görüş'ü devam ettireceğine vurgu yaparken, “Milli Görüş'ü, gömlek sanıp çıkaranlar, kesinlikle bizi anlayamazlar, kavrayamazlar.” dedi. Karamollaoğlu, “Saadet Partisi çatısı altında oluşan Meclis grubuyla; Saadet ve Gelecek Partili, ahlaklı, adil, cesur ve yürekli 20 milletvekili arkadaşımız Meclis'teki bütün çalışmalarda hayra motor, şerre fren olacak.” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin İsveç için NATO'ya onay vermesine dikkat çekerek, İsveç'e onay verilmesinin sebebinin ABD Başkanı Biden ile bir görüşme yapılabilmesi için olduğunu savundu.
SAADET PARTİSİ MECLİS GRUBUMUZ ÖZVERİYLE KURULMUŞTUR
Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları şöyle:
Hepinizi muhabbetle, hürmetle selamlıyor, bu ilk grup toplantımıza bize iştirak etmenizden dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Siyaset tarihimize kayıt düşeceğimiz bir gündeyiz. El, gönül, fikir ve hedef birliğiyle nihayete erdirdiğimiz uzunca aradan, gönülsüz molalardan sonra buradayız. TBMM’nin 28. Döneminde, Saadet Partisi Meclis Grubumuzun ilk toplantısını yapıyoruz. Evet. Bugün itibariyle siyaset kulvarında yeni bir milat söz konusudur. Evet. Bugünden itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisinde, “önce ahlak ve maneviyat” esaslı, kadim bir siyasi duruş söz, oy ve irade sahibidir. Saadet Partisi Meclis Grubumuz önceliği ahlak ve maneviyat olan, siyasete erdem ve ahlak temelli yaklaşan Saadet ve Gelecek Partilerinin emeği ve özverisiyle kurulmuştur. Meclis Grubumuzun kurulması; bizleri, bütün camiamızı mutlu etti, eminim huzursuz ettikleri de vardır.
SİYASİ MAKAMLARI, ZATLARINA MAHSUS KUDRET ZEMİNİ GÖRENLER BİZİMLE ANLAŞAMAZLAR
Meclis çalışmalarına Grup olarak katkı sunacak olmak bizleri heyecanlandırmaktadır. Saadet ve Gelecek Partilerimizin ortak bir irade ve duruşla Grup kurmasından büyük memnuniyet duymaktayız. Gelecek Partisinin çok değerli Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na ve onun şahsında bütün Gelecek Partisi teşkilatlarına ve mensuplarına; tevazu ve özveriye dayalı birlikte siyaset yapma sürecine emsalsiz katkılarından dolayı şükranlarımı ifade etmeyi görev addediyorum. Siyaseti, kişisel kazanç imkanı kabul edenler; bizi anlayamazlar. Çünkü, biz siyaseti kişiye servet ve mevki edinme değil, kitleye hizmet üretme fırsatı kabul ederiz. Siyasi makamları, zatlarına mahsus kudret zemini görenler; bizimle uzlaşamazlar. Çünkü, bizim için siyasi makamlar, kudret sahibi olmaya değil, adaleti hakim kılmaya ve millete hizmet etmeye araçtır.
BU MECLİS GRUBU, MİLLİ GÖRÜŞ SİYASETİNİN MECLİSTEKİ KARARGAHIDIR
İnanıyorum ki; Saadet Partisi Meclis Grubu; milletin iradesinin, değerlerinin, beklentilerinin, tepkilerinin, tekliflerinin Mecliste söz, ses ve siyaset olarak vücut bulmasını sağlayacaktır inşallah. Bu grup hayra motor, şerre fren, doğruya destek, yanlışa köstek, iyiye imkan, kötüye sınır olacaktır. Matematik hesapların nesnesi de, politik kurnazlıkların öznesi de olmayacaktır. Nasıl ki Saadet Partisi Milli Görüş’ün siyaset zeminindeki ikametgahı ise bu Meclis Grubu da Milli Görüş siyasetinin ve onunla beraber yol yürümeyi özümseyenlerin Meclisteki karargahıdır. Bu Meclis Grubu muhterem Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın özümsediği, dert ve hedef edindiği adil devlet, insanca yaşam, adil paylaşım ideallerinin Meclis Grubu’dur. Milli Görüşü gömlek zannedip çıkaranlar, mülkiyet sanıp maliklik iddiası ortaya koyanlar; siyaseti ahlaklı yapma gayretimizi, insan temelli siyaset yapma hasletimizi ne anlayabildiler, ne de kavrayabildiler.
YALAN VE İFTİRAYLA SEÇİM KAZANIYORLAR, TALANLA EKONOMİ YÖNETİYORLAR
Ne yazık ki sseçimlerden bugüne yapılanlara, yapılmayanlara, söylenenlere ve söylenmeyenlere baktığımızda; “Yalan ve İftirayla Seçim Kazanıyorlar, Talanla Ekonomi Yönetiyorlar” demek mümkün. 28. Dönem Milletvekili seçiminin üzerinden iki ay, Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden ise 45 gün geçti. Bu sürede, İktidar tarafından ortaya konan bir takım icraatlar var. TBMM’de Cumhur İttifakı işbirliğiyle kabul edilen kanunlar ve sunulan kanun teklifleri var. Öncelikle şunu görmek gerekir ki; Sn. Erdoğan, Ak parti ve Cumhur İttifakı seçim sürecinde dile getirmediği birçok icraata da girişti. Seçim beyannamelerinde, seçim mitinglerinde yer almayan birçok hususu, kısa sürede icraata koydu. Seçim sürecinde devletin kasasından elini çekmeyen iktidar, seçimden sonra milletin kesesine el atmaktan çekinmiyor.
CUMHURİYET TARİHİNİN TEK SEFERDEKİ EN BÜYÜK FAİZ ARTIŞINI YAPTILAR
2023 yılında ödenecek MTV’nin iki kat ödenmesi vaatleri yoktu. Hemen hayata geçirdiler. Katma Değer Vergisi oranlarında artış şeklinde bir vaatleri yoktu. KDV oranlarında 2-12 puan arasında artış yaptılar. Faizleri düşüreceğiz demişler hatta bir de üstüne “NASS” kavramı ile teminat göstermişlerdi. Fakat, kabine oluştuktan ve Merkez Bankası yeni başkanı göreve başladıktan hemen sonra Cumhuriyet tarihinin tek seferdeki en büyük faiz artışını yaparak işe başladılar. Politika faizini %75 artırmakla yetinmediler. Vergi ve harçlarda da %50 ila %228 arasında artış yaptılar. Üniversite öğrencilerine ÖTV-KDV muafiyetli telefon ve bilgisayar vaat etmişlerdi. Biz yanlış anlamışız vergi muafiyeti değil vergi eziyeti vaat etmişler. Yurt dışından edinilen telefonların, kayıt ücreti 6 bin TL’den 20 bin TL’yle yükselttiler.
ENFLASYON YÜKSELMEYE, FAİZ ARTMAYA, DÖVİZ TIRMANMAYA DEVAM EDİYOR
Ne yazık ki acıklı ve endişe verici bir tabloyla karşı karşıyayız. İktidarın 45 günlük icraatlarıyla enflasyon yükselmeye, faiz artmaya, döviz tırmanmaya devam ediyor. Hayatı pahalılaştıran İktidar, emeği ucuzlatmayı, emekliyi ise yardıma muhtaç bırakmayı başarmış görünüyor. Aynı Hükümet, ev sahiplerine diyor ki; kira ücretlerinizi %25’den fazla artıramazsınız. Ev sahiplerine %25 sınırı koyan Hükümet keşke benzer sınırı enflasyon içinde hayata geçirebilse. İktidarın, Seçim sürecinde ve seçim sonrasında Türkiye’deki siyasi gelişmelere, seçimlere katılan siyasi partilere yönelik haddi aşan, hak ve adalet sınırlarını zorlayan, hadsiz isnat ve ithamlarda bulunduğu birçok söylemlerine şahit olduk. İktidarın, kendisinin, seçim sürecinin sonuna doğru yolda gördüğü partiye dahi “ittifaka katıl” daveti yapmaya mahkum siyasetçi kimliğine yönelik söylenecek çok söz var.
EMEKÇİNİN UMUDUNU AZALTAN SİYASET TOKATÇISININ KİM OLDUĞUNU SÖYLEMEYE GEREK VAR MI?
Millete yalan söyleyen bir siyasi öznenin, bize sataşmasını çok görmeyiz. Milletten doğruları saklayan bir siyasetçinin, devlet yönetiminde gel-git karakterli bir öznenin beyanlarını ciddiye almamak gerek. Fakat, büyük ekonomi, müthiş ekonomik büyüme, tek haneli enflasyon, sıfıra yakın faiz cümlesi kurarak seçmene yönelik “tokatçılık” icraatı kabarık olan birinin herkesi kendisi gibi sanmasından yakınmak değil böyleleri ile siyasi ortaklıktan sakınmak elzemdir kanaatindeyiz. Biz de öyle yaptık.
Milletin kesesine el uzatan, milletin emeğini değersizleştiren, emeklinin, emekçinin umudunu azaltan siyaset tokatçısının kim olduğunu açıkça söylemeye gerek var mı? Kimden bahsettiğimizi ve nelerden bahsetmek istemediğimizi herkes anlamıştır, eminim.
15 TEMMUZ'UN FİNANSÖRÜ İLAN ETTİKLERİ ÜLKEYİ TÜRKİYE YÜZYILI FİNANSÖRÜ YAPMAK İSTİYORLAR
15 Temmuz ihanet darbesinin finansörü ilan ettikleri bir ülkeyi, şimdilerde sözde “Türkiye Yüzyılı”nın finansörü yapmak isteyenlerden bahsediyorum. Darbe finansöründen, yüzyıl finansörü çıkarmak hayalini kuranlardan ve bu hayali gerçeğe çevirmek için kırk takla atanlardan bahsediyorum Teröre destek verdiği suçlaması yaptığımız ve bu nedenle NATO üyeliklerine veto tehdidi savurduğumuz ülkelerden, şimdi AB üyeliğimize destek vermesini isteyen diplomasi zavallılarından bahsediyoruz. Bu diplomatik zevatın yaptığı teklifin özeti şu; “Biz sizin NATO’ya girmenize vesile olalım, siz de bizim AB’ye girmemize katkı verin.”. AB’ye muhtaç değildik fakat demek ki o da seçimden önce imiş. Merak ediyoruz. İki ülkenin NATO üyeliğine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olarak mı evet demek zorunda kaldınız. Farkında mısınız? Her adımınız ve kararınızla, Büyük Ortadoğu Projesine destek veriyorsunuz. Bundan vazgeçin. İçinde bulunduğumuz dönemde, ülkemiz için en büyük tehdit BOP’dur. Kur’an’a yönelik tahkir fiillerine göz yuman bir ülkenin NATO üyeliğine, bu fiillerin hemen ertesinde onay vermek ne anlama geliyor. Allah, akıl ve fikir versin bunlara.
20 MİLLETVEKİLİ ARKADAŞIMIZ HAYRA MOTOR ŞERRE FREN OLACAKTIR
Evet bugün Gelecek Partisi ile birlikte oluşturduğumuz Meclis Gurubumuzun ilk toplantısında değerli Genel Başkan Sayın Ahmet Davutoğlu ile Saadet Partisi ve Gelecek Partisinden seçilen li Milletvekili arkadaşlarımızla; grup siyaseti düzeyinde yapacağımız çalışmalar için Bismillah diyoruz. Bugün sadece Milletin Meclisinde değil Türkiye siyasetinde de yeni bir dönem başlıyor. Bugün “Yaşanabilir Türkiye” idealinin ve “Yeniden Büyük Türkiye” hedefinin ve hatta “Yeni Bir Dünya Kuruluşu”nun ilk tohumlarını atıyoruz. İnanıyoruz ki; Saadet Partisi çatısı altında oluşan Meclis grubuyla Saadet ve Gelecek Partili, ahlaklı, adil, cesur ve yürekli 20 milletvekili arkadaşımız; Meclisteki bütün çalışmalarda hayra motor şerre fren olacaktır.
BİZLER ALGININ DEĞİL HAKİKATİN MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ
Biz, buradan ilan ediyor ve söz veriyoruz k; bizler algının değil hakikatin mücadelesini vereceğiz. Bizler, milleti kandırmanın değil milleti refaha, huzura, adalete ve gerçekten kalkınmaya ulaştırmanın derdinde olacağız. Bizler ve arkadaşlarımız 1001 odalı saraylarda saltanat sürenlerin değil, inşaat şantiyelerinde emeği sömürülenlerin mücadelesini verecekler. İtibardan tasarruf olmaz diyerek gösteriş ve şatafatla övünenlerin değil, ekmek büfelerinde kuyruğa girenlerin, 7.500 lira maaş ile açlığa, sefalete mahkum edilenlerin mücadelesini verecekler.
Saadet Partisi bu parlamentoda Çukurambar'daki karanlık odalarda ihale paylaşanların değil, kömür madenlerinde ekmeğini paylaşanların mücadelesini verecekler.
HAK YİYENLERİN DEĞİL, HAKKI YENENLERİN MÜCADELESİNİ VERECEĞİZ
Evet Saadet Partisi Grubu, 20 cesur ve yürekli milletvekiliyle bu parlamentoda 4- 5 yerden maaş alan torpillilerin değil, atanamayan öğretmenlerin, mülakatlarda elenen üniversite mezunu gençlerin mücadelesini verecek. 5’li çetelerin değil esnafın, köylünün, çiftçinin, işsiz gencin, açlık sınırının altında asgari ücrete mahkûm edilen işçinin mücadelesini verecek. Hak yiyenlerin değil, hakkı yenenlerin mücadelesini verecek. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim parlamento çalışmalarında 5 temel ölçümüz olacak. Atılan her adımı, getirilen her kanunu bu teraziye koyacak, şayet milletin lehine ise kimden geldiğine bakmaksızın destek vereceğiz.
Ölçümüz güçlü, müreffeh, üreten, özgür, öncü Türkiye.
Nedir bu 5 ölçü:
1-Güçlü Türkiye
Atılan adım Türkiye’yi güçlendiriyor mu? Şahsiyet katıyor mu? Ölçeceğiz, tartacağız ülkemizin hayrına ise sonuna kadar destek vereceğiz.
2- Müreffeh Türkiye
Getirilen düzenleme milletin refahını arttırıyor mu azaltıyor mu? Eziyor mu, sömürüyor mu? Sonuç menfi ise sonuna kadar karşı çıkacak engellemek için her yolu deneyeceğiz.
Diğer üç ölçümüz ne:
3- Üreten Türkiye
4- Özgür Türkiye
5- Öncü Türkiye
Ölçümüz budur. Terazimiz budur.
Bu idealler, hedefler ve ölçüler için siyaset yapmakta, meclis çalışmalarına katkı sunmakta kararlıyız.
Buradan iktidara sesleniyorum. Gelin israftan vazgeçin. Yolsuzluk ekonomisini terk edin. Türkiye’nin kalkınmasını istiyorsanız? Kamuda israfı, ekonomide yolsuzluğu, atamalarda adam kayırmayı bırakın. Bunları yaptığınız gün; emin olun başarılı olursunuz, biz de size destek oluruz. Milletimize hizmet noktasında onur ve huzur içerisinde olduğumuz bu tarihi günümüze bedenen ve kalben eşlik eden herkese, her kardeşime, milletimin bütün fertlerine minnet ve şükranlarımı sunuyor, hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Allah, önce ahlak ve maneviyat, emanet ve ehliyet, liyakat ve mesuliyet siyaseti noktasında yar ve yardımcımız olsun.